İzmir, Türkiye'nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olup, özellikle kafe, restoran ve ticari mekânlar için kaliteli ve estetik ürünler üretmektedir. Bu ürünler, yalnızca iç pazarda değil, komşu ülkeler başta olmak üzere uluslararası pazarlarda da büyük ilgi görüyor. Bu pazarlardan biri de Ürdün.
Son yıllarda Ürdün’de Türk kültürünün popülerliği arttıkça, Türk restoranları, kahvaltı salonları ve Türk kahvesi mekânları hızla yaygınlaşmaya başladı. Özellikle başkent Amman’da, Türk menüsü sunan birçok işletme faaliyet gösteriyor. Bu işletmeler, müşterilerine otantik bir deneyim yaşatmak için sadece yemekle kalmayıp, mekân tasarımı ve mobilya seçiminde de Türk estetiğini yansıtmayı hedefliyor. İşte bu noktada İzmir’deki üreticiler, hem kaliteli üretim hem de kültürel uyum sağlayabilen tasarımlarla ön plana çıkıyor.
İzmir merkezli pek çok mobilya firması, özellikle Bornova, Menemen ve Karabağlar gibi sanayi bölgelerinde üretim yaparak kafe ve restoran mobilyaları konusunda uzmanlaştı. Bu firmalar, ahşap, metal ve döşeme kumaşlarında yüksek kalite kullanarak dayanıklı ve estetik ürünler ortaya koyuyor. Ayrıca, müşteri taleplerine göre özelleştirilmiş tasarımlar da sunabiliyorlar. Özellikle Türk restoranları için geleneksel motifler, sıcak renkler (kırmızı, turuncu, kahverengi) ve toplu kullanım için uygun masa-sandalye düzenleri tercih ediliyor.
İzmir’den yapılan ihracatlar, genellikle deniz yoluyla İskenderun veya Mersin limanlarından yüklenerek Ürdün’ün başlıca limanı olan Aqaba ya da komşu ülkeler üzerinden karayoluyla Amman’a ulaştırılıyor. Taşıma süreci 10 ila 14 gün arasında değişebiliyor. Fiyat-performans dengesi, kalite ve hızlı üretim kapasitesi nedeniyle İzmir üreticileri, Ürdün’deki işletmeciler arasında tercih edilen tedarikçiler konumunda.
Bu iş birliklerinde, üreticiler sadece standart ürünler sunmuyor. Türk restoran sahiplerinin beklentilerine göre özel tasarım projeleri de geliştiriliyor. Örneğin, Osmanlı motifleriyle işlenmiş sandalye arkalıkları, Anadolu dokunuşu taşıyan masa ayakları ya da restoran markasına özel logolu koltuklar gibi detaylar, mekânın kimliğini güçlendiriyor. Bu özelleştirme imkânı, İzmir üreticilerini rakiplerinden ayıran önemli bir avantaj oluşturuyor.
İhracat sürecinde DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) ve TİGEM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) gibi kurumlar önemli destek sağlıyor. Bu kurumlar aracılığıyla İzmir’deki üreticiler, Ürdün’deki potansiyel alıcılarla doğrudan temas kurabiliyor, yerel fuarlara katılabiliyor ve ihracat süreçlerinde danışmanlık alabiliyor. Ayrıca, KOSGEB’in KOBİ ihracat destek programları da küçük ve orta ölçekli üreticilerin yurt dışına açılmasına katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, İzmir’deki üreticiler, sadece mobilya satışı yapmakla kalmıyor; Türk kültürünü ve misafirperverliğini Ürdün topraklarına taşıyan bir köprü görevi görüyor. Türk restoranlarının artan sayısı, bu üreticiler için sürdürülebilir bir ihracat potansiyeli yaratıyor. Kalite, tasarım ve kültürel uyum bir araya geldiğinde, İzmir’in mobilya sektörü, Ürdün gibi pazarlarda hem ekonomik kazanım hem de soft power açısından önemli bir rol oynuyor.