Suudi Arabistan’ın ekonomik dönüşümünü temel alan Görsel 2030 (Vision 2030) politikası, yatırımcılarını dünya çapında aramaya yönlendiriyor. Bu bağlamda, Riyad merkezli büyük sermaye grupları ve devlet destekli yatırım fonları, Türkiye’nin en popüler turistik limanı olan Antalya’yı, lüks otel, konut ve entegre turizm projeleri için ana hedef haline getirdi. Türk gayrimenkul şirketleri ise bu akıma paralel olarak, Suudi piyasasına da giriş yapıyor — böylece Antalya-Riyad arasında yeni bir gayrimenkul köprüsü oluşuyor.
Neden Antalya? Suudi Yatırımcıların Sebepleri
- Turizmdeki Stratejik Konum:
Antalya, yıllık 15 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor ve dünyada en çok ziyaret edilen 10 kıyı şehirlerinden biri. Suudi vatandaşlarının %70’i yaz aylarında Avrupa’ya gidiyor; ancak Türkiye’ye yönelim hızla artıyor — özellikle vize kolaylığı, dil benzerliği ve kültürel yakınlık nedeniyle. - Suudi Vatandaşlar İçin “Dönüş Noktası”:
Suudi Arabistan, 2030’a kadar turizm gelirini 10 katına çıkarmayı hedefliyor. Antalya, Suudi halkının “kendine özgü” ama “Batı standartlarında” tatil yapabileceği tek yer olarak görülüyor. Özellikle familial turizm ve lüks aile tatili talebi, yüksek bütçeli projelere yol açıyor. - Döviz Kuru Avantajı & Düşük Maliyetli Lüks:
Türk Lirası’nın değer kaybı, Suudi riyal (SAR) ile yapılan alımlarda %40-60’a varan fiyat avantajı yaratıyor. Aynı kalitede bir villanın Dubai’de 3 milyon USD’ye, Antalya’da 1,2 milyon USD’ye alınabilmesi, yatırımcılar için “hızlı dönüş” stratejisini mümkün kılıyor. - Yabancıya Emlak Satışı ve Vatandaşlık İmkanı:
Türkiye, 400.000 USD’ye kadar emlak alarak Türkiye vatandaşlığı veriyor. Bu, Suudi yatırımcılar için hem ikamet hakkı hem de küresel portföy çeşitlendirme açısından büyük bir teşvik. Özellikle Riyad’lı zengin aileler, çocuklarının eğitimini ve yaşam kalitesini Türkiye’ye taşımak istiyor. - Suudi Devlet Fonlarının Yeni Hedefi:
- PIF (Kraliyet Yatırım Fonu) ve Red Sea Global, Antalya’daki lüks otel, spa, golf ve marina projelerine ilgi duyuyor.
- Al Rajhi Bank ve Saudi British Bank gibi kurumlar, Antalya’da konut finansmanı ve ortak yatırım modelleri üzerinde görüşmeler yürütüyor.
Not: 2023’te Suudi yatırımcılar Antalya’da toplam 1,2 milyar dolarlık gayrimenkul satın aldı — bu rakam 2024’te 2 milyar dolara ulaşabilir.
Türk Yatırımcıların Suudi Arabistan’a Dönüşü
Bu akım iki yönlü:
- Türk gayrimenkul firmaları (örn. Emlak Konut, Tebing Group, Beyaz Emlak) artık Riyad, Jeddah ve NEOM bölgesinde lüks konut projeleri, iş merkezleri ve kültürel mekanlar inşa etmeye başlıyor.
- “Türkiye Tarzı” lüks konut tasarımları — özellikle kışlık bahçeli villalar, açık planlı salonlar, klasik Osmanlı detaylarıyla modern iç mimari — Suudi pazarında büyük beğeni topluyor.
- Türk şirketler, Suudi hükümetinin “Misk” ve “Qiddiya” gibi kültürel-projelerinde mimarlık danışmanlığı ve malzeme tedariki sağlıyor.
Gelecek Perspektifi: Antalya-Riyad Gücü
- İki ülke arasında “Gayrimenkul İşbirliği Protokolü” hazırlanıyor — 2025’ten itibaren ortak yatırım fonları kurulacak.
- Suudi yatırımcılar, Antalya'da “Suudi Ailesi Köyü” modeli üzerine çalışılıyor: Özel okullar, camiler, Suudi mutfağına uygun restoranlar ve konservatif yaşam standardını koruyan güvenlik sistemleriyle.
- Türkiye’nin “Küresel Turizm Merkezi” statüsü, Suudi Arabistan’ın turizm vizyonuyla mükemmel örtüşüyor — bu nedenle Antalya, “Arabistan’ın Akdeniz Sahili” olarak tanımlanmaya başlandı.
Sonuç: Bir Bölgesel Gayrimenkul İttifakı Doğuyor
Suudi Arabistan’ın Antalya’ya yönelişi, sadece bir yatırım trendi değil — ekonomik, kültürel ve coğrafi bir yeniden yapılandırma.
Suudi yatırımcılar: Daha güvenli, daha yakın, daha uygun fiyatlı bir lüks yaşam arıyor.
Türk developer’lar: Yeni pazarlara açılmanın ve uluslararası markalaşmanın fırsatını görüyor.
Antalya: Artık yalnızca “Türkiye’nin sahil şehri” değil, Orta Doğu’nun ikinci evi oluyor.